Mısır Ölüler Kitabı:


“ Hiç kimseye kötülük etmedim.

Yakınlarımı bahtsızlığa sürüklemedim.

Gerçek evinde alçaklık etmedim.

Kimseyi gücünün dışında çalıştırmadım.

Benim yüzümden kimse korku duymadı, yoksulluk ve acı çekmedi, bahtsız olmadı. Tanrıların kötü gördükleri şeyleri hiçbir zaman yapmadım.

Kölelere kötü muamele etmedim ve ettirmedim. Kimseyi aç bırakmadım.

Kimseye göz yaşı döktürmedim.

Kimseyi öldürmedim ve kimsenin kahpece öldürülmesini emretmedim.

Kimseye yalan söylemedim. Hiçbir utandırıcı davranışta bulunmadım.

Zina etmedim. Yiyecekleri pahalı ve eksik satmadım. Terazinin dirhemi üzerine hiçbir zaman elimi bastırmadım. Teraziyle tartarken hiçbir zaman hile yapmadım.

Süt çocuklarının ağızlarından sütü uzaklaştırmadım. Hayvanları çalmadım.

Tanrının kuşlarını avlamadım.

Ölmüş balığı tutmadım. Hiçbir arkın suyunu başka yöne çevirmedim.

Ben temizim, temizim, temizim…”

Ölüler kitabı; Eski Mısır’da ölenlerin mezarlarına bırakılan, papirüslere yazılmış dua kitabıdır.

Sn. Bilhan Seher Akkaya dan alıntıdır.

Mısır

Eridu Bilgeliği

” Gurur tahtı yaratır,
Yalan yazıyı,

Kibir ise Aynayı,
Aşk şarkıyı yaratır,

Arzu Öfkeyi ,
Öfke ise Savaşı …”

Eridu

(Mezopotamya kenti) Bilgeleri

Sn. Bilhan Sehwr Seher Akkaya dan alıntıdır.

Anadolu’nun Kadim Hikâyesi

İnsanların barış içinde yaşadığı, sahip olduklarını eşit olarak paylaştığı, cinsiyet ayrımının olmadığı, Daha başka bir hayatın geçmişte yaşandığını ve tüm bunların binlerce yıl sürdürülebildiğini anlatan. Ayrıca bilimin objektif yaklaşımını da elden bırakmadan yolumuza ışık tut

Anadolu’nun Kadim Hikâyesi

İnsanların barış içinde yaşadığı, sahip olduklarını eşit olarak paylaştığı, cinsiyet ayrımının olmadığı, Daha başka bir hayatın geçmişte yaşanabilmiş olduğunu ve tüm bunların binlerce yıl sürdürülebildiğini anlatan. Ayrıca bilimin objektif yaklaşımını da elden bırakmadan yolumuza ışık tutan mükemmel bir film olmuş.

Deniz Gezmiş

Deniz Gezmiş

İdama giderken parkamı,botlarımı çıkarmayacağım
Ölüm gömleğini giymeyeceğim
Bir sigara yakacağım, üstüne bir çay içeceğim
Rodrigo’nun gitar konçertosunu dinleyeceğim
Urganı kendim boynuma geçirip sonra dönüp beni seyredenlere
Ölen bedenimdir, düşüncem yaşıyacak diyeceğim … !
Öyle de oldu bu fotoğraftaki herkes öldü … !
Ama Deniz hâla yaşıyor … !

Nefes

Bu dünyaya gelirken yaptığımız ilk şey ve onu terk ederken de yaptığımız son şey.

Breathe

Nefes
Bu eski Sanskritçe sembolü, doğal olarak olanı yapmak için güzel bir hatırlatmadır. Bu dünyaya gelirken yaptığımız ilk şey ve onu terk ederken de yaptığımız son şey.

Breathe
This ancient Sanskrit symbol is a beautiful reminder to do what comes naturally. It’s the first thing we do When we come into this world and the last thing we do when we leave it.

Ludingirra

Sümerli öğretmen Ludingirra geçmişten bize sesleniyor:

(…) İlkel olan bu ülkelerin halkı kıskandı bizi. Fırsat buldukça üzerimize saldırdılar, kentlerimizi yakıp yıktılar. Biz yaptık, onlar yıktılar; biz yaptık, onlar yaktılar. Halkımız, hatta krallarımız tutsak oldu, ailelerimiz dağıldı. Tarlalarımız, bahçelerimiz bakımsızlıktan kurudu. Böylece kökü binlerce yıl öncesine dayanan kavmimiz yoruldu, dayanamayacak hale geldi. İçimize yavaş yavaş sızan yabancıların kucağına bırakıverdi kendini. Onlar yönetiyor bizi şimdi. Topraklarımıza ilkel geldiler, sayemizde uygar olmaya başladılar. Ne yazıdan, ne tarımdan, ne sanattan, ne dinden, ne okuldan, ne attan, ne arabadan, ne aydan, ne yıldan haberleri vardı. Hepsini bizden öğrendiler. Sonra da “biz yaptık, biz bulduk” diye övünmeye başladılar. Hep korkuyorum bir gün gelecek, adımız da uygarlığımız da unutulacak. Biz ne yaptık, ne başardıysak hepsini onlar üstlenecek. Bu durum beni yıllardan beri üzüyordu. Ben küçük bir adamım, bunu önlemek elimden gelmez diye yakınıyordum. Bir gün birdenbire aklıma geldi. Ben bir yazar olduğuma göre; ulusumuzun bulduklarını, başardıklarını, geçmişimizi, geleneklerimizi, ne kadar uygar olduğumuzu, gerek Sümerliliklerini unutmaya başlayan gençlerimize, gerek daha sonra gelecek kuşaklara neden yazılarımla bildirmeyeyim dedim ve yaşam öykümü yazmaya karar verdim. Böylece her tarafa, herkese, her çağa ulaşacağımı umut ediyorum.

Mesopotamian cylinder seal impression.

Bizim uygarlığımız belki binlerce yıl sonra yaşayan insanlara da geçecek. Bizim attığımız temeller üzerine yenilerini koyacaklardır. Ah! Onlar da bizi hatırlayıp bıraktığımız kültür mirasları için teşekkür edebilseler!

Muazzez İlmiye Çığ‘ın Sümerli Ludingirra kitabından.

Muazzez İlmiye Çığ Hakkında

(20 Haziran 1914, Bursa), Türk sümerolog.

Sözleri

  • Sümerler bugünkü kültürün temelini kuran bir millet. Evveli yok. Çivi yazısını bulmuşlar ve yaptıkları her şeyi yazmışlar. Mimariyi onlar başlatmış. Kubbe, kemer ve kanallar yapmışlar. Bunlar, fevkalade hesap isteyen şeyler. Matematikte 6’lı sistemi koymuşlar. Bugün hâlâ kullandığımız saat, daire, üçgen hesaplamaları Sümerler’in 6’lı sistemiyle yapılıyor.[1]
  • Sağlık çok önemli. Kötüledi mi moralin bozuluyor. Yapacağın işleri yapamıyorsun. Gerçi ben artık yürümekte biraz zorluk çekiyorum. Dizlerimde sorun var. Yine de eski toprağım, pes etmem![2]
  • Bugün Noel Baba olarak kabul edilen yaşlı adamın gökyüzü tanrısının kötü kardeşi yeryüzü tanrısı olduğuna inanılır. 22 Aralık’ta onun bile iyi olmaya karar vererek kapı kapı dolaşıp hediyeler verdiği düşünülürdü.[3]
  • Ben bugün Ortadoğu coğrafyasında yaşanan tarih katliamına çok üzülüyorum. Tarih yok ediliyor, müzeler yok ediliyor. Ama bunu yapan Batı. Batı, Ortadoğu’daki cahil halkı kışkırtıyor. Müzelerdeki eserleri yağma ettirip kendi müzelerine katıyor. Bu yağmalama da terörün başka bir biçimi. Batı, para ve silah karşılığında bir coğrafyanın tarihini yok ediyor. Ve o medeniyeti de kendi medeniyetine taşıyor.[4]

Kaynakça

  1.  “Hapse de atsalar ülkemi AB’ye şikayet etmeyeceğim”Vatan. Erişim tarihi: 23 Ocak 2017.
  2.  “Muazzez İlmiye Çığ: Kızlarıma annem baktı, ben müzedeydim”. T24. Erişim tarihi: 23 Ocak 2017.
  3.  “Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ: Yılbaşı kutlaması Türk geleneğinden”Cumhuriyet. Erişim tarihi: 23 Ocak 2017.
  4.  “Ünlü Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ: En önemli ihtiyacımız laiklik!”BirGün. Erişim tarihi: 23 Ocak 2017.
  5. Vikisöz

Cennetin Krallığı (Şövalye Yemini)

Kingdom of Heaven Oath of the Knight.

Düşmanlarına karşı korkusuz ol.
Cesur ve dürüst ol ki Tanrı seni sevsin.
Daima doğruyu konuş. Seni ölüme götürse bile.
Çaresizleri koru
Ve yanlış yapma.
Bu senin yeminin….
Bunu, (bu) tokat gibi daima yüzünde hisset.
Şimdi bir Şövalye olarak kalk Ayağa ….

Bunu bir and gibi her gün tekrar edip, asla unutmadan yaşamalı günlerini insan …

Fani

Fani

Mercan Dede

Önüme bir çığır geldi
Bir ucu var şar içinde
Arifler dükkânı açmış
Ne ararsan var içinde

Gir dükkâna Pazar eyle
Her şirindir hezar eyle
Aya güne nazar eyle
Ay Muhammet nur içinde

Ay Alidir gün Muhammet
Okunan seksen bin ayet
Balıklar deryaya hasret
Çarka döner göl içinde.

Göl içinde çarka döner
Susuzluktan bağrı yanar
Alemler seyrana iner
Seyir var seyir içinde.

Kudretten verdi balı
Bahanesi oldu arı
Şimdi dinle ahuzarı
Arı inler bal içinde

Pir Sultanım ey gaziler
Yürekte yara sızılar
Talipte pirin arzular
Bülbül öter gül içinde

Kaynak: Musixmatch

Besteciler: Sabahat Akkiraz

“Okunan seksen bin ayet, Balıklar deryaya da hasret” Yani Allah ile baş başayız gözbebeğimizden daha yakın ama uzakta zannedip hasretlik çekiyoruz.

“Seyir seyir” içinde biz Allahı seyrederken Allah da bizi seyrediyor.

“Çarha döner göl içinde”. Biz dönerek ibadet ederken Allah her yerde bizimle.

“Hersin indir, Hezar eyle” yani hırsını dindir kendinle barış.

Tevhid: Allah’ın varlığına, tekliğine, tüm yetkin niteliklerin kendisinde toplandığına, eşi ve benzeri bulunmadığına inanmaktır. Bu inancı açıklayan Lâ İlâhe İllallah cümlesine kelime-i tevhid denir.

“hersin indir hezar eyle/hırsını dindir, kendinle barış” pir sultan dört kelimeyle öze dönüş haritasını çizmiş. Çarka dönen balıklar gibi dinledikçe esrikleştiriyor insanı…

Adalet

Bu fotoğraf bireysel özgürlüğün kötü/kötüye kullanımına çok güzel bir örnektir.

Turtadan bir dilim alan insan özgürce kendi payını almıştır.
Ve evet doğrudur hakkından fazlasını almamıştır belki, ama kendi payını alırken diğerlerinin kendi paylarını almalarını zorlaştırmıştır.
Hatta adaletsizliklere neden olmuştur.

İşte kendi özgürlüğümüzü kullanırken diğerlerine zarar veriyorsak ve adaletsizliklere yol açıyorsak bu bireysel özgürlüğün kötüye kullanımı olur.

Ve bu turta fotoğrafı bunu çok iyi anlatıyor…

Bu yüzden “Adalet aritmetik değil, geometriktir.” Platon.

-Bilgi en büyük güçtür-

Sümer Atasözü

“Zalim bir kalp, acımasız bir Tanrıya, merhametli bir kalp iyi bir Tanrı’ya ibadet eder”

🍂Sümer Atasözü