Marsyas’ın Hikayesi

Louvre Müzesi’nden Apollon ve Marsyas Lahiti. MS 290-300 civarına tarihlenen bu Roma dönemi lahitinin sanatçısı bilinmiyor. Lahit İtalya’nın Toskana bölgesinde, 1853 yılında bulunmuş.

İlçeye adını veren Çine Çayı, mitolojideki Marsyas Efsanesi ’ne konu olmuş. Rivayete göre Tanrıça Athena, MÖ 4 binli yıllarda Büyük Menderes Çayı’nın kaynağındaki bir gölde yetişen sazlar üzerine delikler açarak ilk flütü icat eder. Buluşu ile gurur duyan Athena, tanrılar önünde icra etmek için bir ziyafete katılır. Şölende tanrılar, flüt çalarken yüzünün aldığı şekille alay edince Athena sinirlenir ve flütü lanetleyip atar. Bundan haberi olmayan çoban Marsyas kırlarda dolaşırken flütü bulur, üflemeye başlar ve sesine hayran kalır. Ünü kısa sürede Tanrı Apollon ‘a kadar ulaşır. Apollon da müziğe düşkündür ve lir çalmakta ustadır. Kimse onunla yarışmaya cesaret edemez.

Apollon, Marsyas’ın müzikteki şöhretini kıskanır ve onu herkesin önünde yarışmaya davet eder. Yarışma, Bozdağ’ın eteklerinde, Frigya Kralı Midas’ın başkanlığındaki üç kişilik bir jüri heyeti ve halkın önünde yapılır. Halk Marsyas’ı alkışlayıp, tempo tutar. Kral Midas, cezalandırılmaktan korkan jüriye karşın adil davranarak iki puan sayılan oyunu Marsyas’a verir ve berabere kalırlar. Buna çok sinirlenen Apollon, Marsyas’ı bir zeytin ağacına astırıp diri diri derisini yüzdürür. Marsyas’ın ölümüne üzülen kayaların ağlayarak Su çıkan kayalıklarını oluşturduğu söylenir.

Tabii ki hakem olan Kral Midas’ta bu öfkeden nasibini alacaktır ve Apollon tarafından daha iyi duyabilmesi için kulakları eşek kulaklarına çevrilir. Onları uzatır, içini dışını gri kıllarla doldurur; hatta onları yerinde duramaz yaparak, hareket gücü verir.

Louvre Müzesi’nden Apollon ve Marsyas Lahiti. MS 290-300 civarına tarihlenen bu Roma dönemi lahitinin sanatçısı bilinmiyor. Lahit İtalya’nın Toskana bölgesinde, 1853 yılında bulunmuş. Öykünün harika bir bütüncül anlatımı var burada. En solda kalkanı ile Athena duruyor, herhalde öykü onunla başladığı için. Daha sonra marsyas var, aulosuyla maharetini sergiliyor. Marsyas ve Apollon’un arasında kulak kabartmış bir mousa duruyor. Onun sağında Apollon sanki kıskançlık ve kızgınlıkla Marsyas’a bakarken sırasının gelmesini bekliyor. Apollon’un sağında bir mousa daha ve yerde uzanan -sanırım- Nehir Tanrısı yer alıyor. Üst tarafta oturan figürün Midas olma olasılığı var ama biraz şüpheli. Ne kulağı ne de giyesileri Midas olduğuna dair ipucu vermiyor. Zira Midas genelde büyük kulaklı ya da Phrigya giysileri ile belli edilir. En sağda da yarışmayı kaybeden Marsyas’ın derisi yüzülüyor.

Arkeogezi (Tuğçe Hn. dan Alıntı)

Bilinmeyen adlı kullanıcının avatarı

Yazar: Metin Aksüt

Merhaba; 1973 İstanbul doğumluyum. 1992 yılından bu yana Matbaacılık ve karton ambalaj sektörlerinde değişik görevlerde çalıştım. Şu an serbest olarak çalışıyor, hobi olarak ta blog yazarlığı yapıyorum. __________________________________________________________________________________________ Hi; I was born in 1973 at Istanbul. I have worked in several positions in the printing and cardboard packaging industries, since 1992. I am freelancing and blogging currently.

Yorum bırakın