İNGİLİZ TARİHÇİLERE GÖRE ARABİSTANLI LAWRENCE
İngiliz tarihçiler, 1970’lerden beri yaptıkları yayınlarda Lawrence gibi Kahire’deki “Arap Bürosu”nda çalışan birçok Britanyalının “Araplardan daha Arapçı” olmaları nedeniyle, Birleşik Kırallıkın dış politikasını sık sık zora soktuğunu da söylüyor. Lawrence’a yöneltilen eleştirilerin başında, ülkesine ayda 125.000 altına mal olan Arap İsyanının tam bir fiyasko olması ve askerî açıdan hiçbir işe yaramaması geliyor. Tarihçiler Hicaz Demiryolu hücumlarının Osmanlı ordusuna ciddi zararlar vermediğini, Suriye ve Hicaz’daki Osmanlı kuvvetleri arasındaki iletişimi kesenin ise, Arap ordusunun bu etkinlikleri değil, General Edmund Allenby komutasındaki Mısır Seferî Kuvvetleri’nin Filistin’e girmesi olduğunu belirtiyorlar.

Lawrence’ın Arapları Osmanlı ordusuna karşı ayaklandırdığı iddiasına gelince… Şerif Hüseyin’in 1. Dünya Savaşı’ndan çok önce Osmanlı yönetimine karşı isyan etmeyi planladığı, yani söz konusu isyanın bir İngiliz kışkırtması olmadığı bugün biliniyor. Nitekim Şerif Hüseyin’in ikinci oğlu Abdullah, 1913 sonlarında milletvekili seçildiği Hicaz’dan İstanbul’a giderken Mısır’a uğramış ve babasının niyetini açıklayarak İngiliz desteği istemişti. O sıralarda Mısır Genel Valisi olan Lord Kitchener ise Büyük Britanya ile Osmanlı İmparatorluğu’nun dost olduklarını, dolayısıyla böyle bir desteğin mümkün olamayacağını, ama bir isyan halinde Büyük Britanya’nın tarafsız kalacağını bildirmişti. Lord Kitchener, savaş başladıktan sonra Londra’ya gitmiş ve Başbakan Asquith’in kabinesinde Savaş Bakanı olmuştur. Osmanlı Devleti savaşa girdiğinde Hüseyin’in niyetinden çoktandır haberdar olan Kitchener, Mısır’daki yetkililere Hüseyin’le ilişkiye geçip hâlâ aynı niyette olup olmadığını araştırmalarını söylemiş; bu da Arap İsyanı yolunda atılan ilk adım olmuş.
