Oumuamua Gök Cismi

Harvard Üniversitesi Astronomi Bölümü başkanı Prof. Avi Loeb’e göre, dünya dışı yaşama ait bir cisim yakın zamanda gezegenimizin yakınından geçti. Loeb yeni kitabında, 2017 yılında dünyaya yakın bir mesafeden geçen Oumuamua gök cisminin dünya dışı medeniyetlere ait olduğuna inandığını ve bu fikrini destekleyecek ciddi bulgulara sahip olduğunu yazdı.

Söz konusu cisim 2017 yılında gezegendeki en güçlü teleskop olan Hawaii’deki Panoramik Araştırma Teleskobu ve Hızlı Yanıt Sistemi (Pan-STARRS) tarafından

tespit edilmiş ve Oumuamua olarak adlandırılmıştı.

Oumuamua sözcüğü Hawaii dilinde ‘gözcü, mesajcı, uzaktan gelen’ gibi anlamlar içeriyor.
Harvard Üniversitesi Astronomi Bölümü başkanı Prof. Avi Loeb’e göre, güneş sisteminden geçerken tespit edilen bu cisim dünya dışı yaşama ait

Loeb, yakında yayımlanacak olan ‘Dünya Dışı: Dünyanın Ötesinde Akıllı Yaşamın İlk İşaretleri’ adlı kitabında bu nesne ilgili, nesnenin Vega yıldızı yönünden geldiğini ve 6 Eylül 2017’de güneş sisteminin yörünge düzlemi tarafından yakalandığını söyledi.

Loeb, ‘Pegasus takımyıldızına ve ötesindeki karanlığa doğru hızla hareket etti, dünyanın yakınından geçti, dünya ile ilgili gözlem yapmış olabilir.’ dedi.

Sadece 180-200 metre uzunluğunda olduğu düşünülen Oumuamua’nın,

güneş sistemimizde şimdiye kadar tespit edilen ilk yıldızlararası nesne olduğuna inanılıyor.
Loeb’e göre, bu sıradan bir cisim değil, dünya dışı bir medeniyet tarafından gönderilmiş bir ‘araç’. Loeb iddiasını güçlendirmek için Oumuamua’nın normal uzay nesneleri için

eşi benzer görülmemiş puro benzeri şekline dikkat çekiyor.

Loeb cismin, ‘alışılmadık derecede parlak’ ve yüzeyinin tipik güneş sistemi asteroitlerinden veya kuyrukluyıldızlarından en az on kat daha yansıtıcı olduğunu söyledi.

Bilim insanı Loeb’i Oumuamua’nın yapay bir nesne olduğuna inandıran asıl mesele cismin güneş sisteminden geçişi sırasındaki ‘Güneşe alışılmadık yakınlığı’. Loeb cismin güneşe çok yakın geçmesinin alışılmadık bir durum olduğunu,

dünya dışı bir medeniyetin geçiş yaparken güneşi incelemiş olabileceğini söylüyor.
Profesör kitabında ayrıca, Oumuamua’nın Güneş’ten uzaklaştığında yavaşlamak yerine, ‘biraz, ancak istatistiksel olarak önemli ölçüde’ hızlandığını yazdı.

Bu tür bir hızlanma, bir kuyruklu yıldız için mümkündür çünkü yıldızdan gelen ısı, bir roket motoru gibi davranan donmuş gazları yüzeylerinden salar. Ancak Oumuamua eğer bir kuyruklı yıldız olsaydı güneşten uzaklaşırken arkasında kendine özgü bir “kuyruk” oluşturması gerekirdi

ʻOumuamua, 9 Eylül 2017’de yeryüzünün yakınında bulunan STEREO HI-1A gözlemlerinde görülmedi ve parlaklığı ~13.5 mag olarak belirlendi.

25 Ekim’de {{cvt|4.2|m}) William Herschel Teleskobu tarafından kaydedilen spektrumda nesnenin özelliksiz ve Kuiper kuşağı nesneleri gibi kırmızı renkte olduğunu görüldü. Hale Teleskobu’ndan gelen spektrum, kuyruklu yıldız çekirdeği veya Truva atlarını andıran daha az kırmızı bir renk gösterdi. Spektrumu, D-tipi veya P-tipi asteroitlerinkine benzemektedir.

ʻOumuamua, 1.5–2.1 mag ışık eğrisi salınımıyla 8.10 saatlik bir dönme periyoduna sahiptir. Meech ve arkadaşları, cismin 7.3 saatlik bir rotasyon periyodu ve 2.5 mag’lıkışık eğrisi salınımı olduğunu bildirdi. Bu da cismin 4.1 ila 6.9 eksensel oranı olan oldukça uzun bir cisim olduğunu ve Güneş Sistemi’ndeki en uzun cisimlerden daha büyük ve karşılaştırılabilir olduğunu göstermektedir. Gökbilimci David Jewitt’e göre, cisim oldukça uzun biçimi haricinde fiziksel olarak özellik taşımamaktadır

Bilinmeyen adlı kullanıcının avatarı

Yazar: Metin Aksüt

Merhaba; 1973 İstanbul doğumluyum. 1992 yılından bu yana Matbaacılık ve karton ambalaj sektörlerinde değişik görevlerde çalıştım. Şu an serbest olarak çalışıyor, hobi olarak ta blog yazarlığı yapıyorum. __________________________________________________________________________________________ Hi; I was born in 1973 at Istanbul. I have worked in several positions in the printing and cardboard packaging industries, since 1992. I am freelancing and blogging currently.

Yorum bırakın