
1939 ERZİNCAN DEPREMİ VE İNSANLIK DERSİ.
26 – 27 Aralık 1939 tarihinde, merkez üssü Erzincan, büyüklüğü 7,9 olan depremde 32.962 kişi hayatını kaybetmiştir. Yaklaşık 100 binden fazla insan yaralanmıştır. -20 derece kar ve soğuk da şehre atom bombası düşmüş gibi neredeyse tamamı yıkılmıştır. (116.720 bina.)
27 Aralık günü saat 8’de Kemah’tan Ankara’ya çekilen telgrafta; Depremin gece saat 02.00 sıralarında olduğu, Hükümet konağı, ordu müfettişliği, ordu evi, postane ve şehrin en sağlam binaları dahil olmak üzere bütün ev ve dükkanların yıkıldığı, şehrin baştan başa enkaz yığını haline geldiği, halkı44⁴4⁵n tamamen açıkta kaldığı bildirilmiştir. Erzincan’a ilk ulaşabilen yardım ekibi ancak 20 saat sonra şehre gelmiştir. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nü de 31 Aralık’ta Erzincan’a gelmiştir.

1939 Erzincan depreminden, insanlık dersi.
Dönemin Erzincan Cumhuriyet Savcısı İzzet Akçal, ailesini ve komşularını ön tarafı tamamen yıkılan kerpiç evden kurtarıp, yatakhaneye yerleştirdikten sonra, doğruca cezaevinin yolunu tutar. Barakalardan oluşan cezaevinin kapılarını açıp mahkumları toplar ve onlara şu tarihi cümleleri söyler.
‘‘Sizi şimdi kurtarma çalışmalarında görev almak üzere serbest bıkacağım. Aranızda civar köylerden olanlar varsa iki günlüğüne köylerine gidip, ailelerini görebilirler. Ancak bir koşulum var; Hiçbiriniz kaçmayacaksınız. Canla başla çalışacaksınız. Akşam hepiniz ceza evine döneceksiniz’’ der.
Mahkumlar bir metre yüksekliğindeki kara bata çıka depremin yaralarını sarmak için birbirleriyle yarışır. Savcı tarafından akşam ceza evinde yapılan sayım da Hiç birinin köyüne gitmediğini hepsinin döndüğünü tespit eder. Mahkumlar Savcı İzzet Akçal’a gece gündüz kurtarma çalışmalarını sürdüreceklerini, böylece daha çok can kutaracaklarını söylediler. Birlikte yürütülen kurtarma çalışmalarında bin den fazla can kurtarılır.
Mahkumların bu iyi niyet ve fedakârlık larından dolayı TBMM’ye bir kanun teklifi verilir.
Görüşmeler sırasında Erzincan Milletvekili Abdülhak Fırat şöyle der: “Biliyorsunuz ki, bu insanlar hakikaten hayatlarında bazı günahlar işlemişlerdir, fakat buna mukabil yüzlerce can kurtarmak suretiyle yararlıklar ve fedakârlıklar, ahlâkî birçok vasıflar da göstermişlerdir”
“ 26 Nisan 1940’da özel af kanunu Resmi Gazete’de yayımlanır ve yürürlüğe girer.”
Bu özel af kanununa göre suçları bulunan 241 mahkûm, Meclis kararıyla affedilir.
Allah(c.c) bütün insanlara, bütün kullarına güzel ölümler nasip etsin, mekanları cennet olsun,
Saygı ve sevgilerimle İbrahim HOSTA 25 aralık 2018

